Filistin Farkındalık Etkinlikleri kapsamında okula ziyaret gerçekleştiren Bakan Tekin'i öğrenci ve öğretmenler Filistin atkıları ile karşıladı. Bakan Tekin, atkı takarak okul bahçesinde düzenlenen etkinliğe katıldı, burada öğrencilerin Mescidiaksa ve Gazze konulu çizdikleri resim ve çalışmaları inceledi.
Ardından öğretmen ve öğrencilerle sohbet eden Bakan Tekin, şu ifadeleri kullandı:
"Bizim devletimiz, tarih boyunca her zaman zulme uğrayan ve hakları elinden alınan insanların hep yanında oldu. Dünyanın neresinde olursa olsun, birisine Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni sorduğunuzda 'Türk hep mazlumun yanında olmuştur.' der."
81 ildeki tüm okullarda gerçekleştirilen Filistin farkındalık etkinliklerine dikkati çeken Bakan Tekin, "Biz eğitim metodolojisini konuşalım, eğitimde yapay zekâyı konuşalım, teknolojiyi konuşalım ama bütün bunları niye yapıyoruz biz? Niye çocukları okula götürüyoruz? Niye eğitiyoruz? Başkasını düşünmeyecekse, insanı düşünmeyecekse, karşısındaki insanın hakkını, hukukunu düşünmeyecekse biz çocuklara niye eğitim veriyoruz arkadaşlar? Eğitim sistemlerinin temel vasfı; insan hakları, demokrasi, barış, dünyada beraber yaşama ile ilgili bir farkındalık oluşturacak ve insanlara bunu verecek işleri yapmak. Bizim okullarımızda, müfredatlarımızda en başta bunu yazmamız lazım. Demeliyiz ki biz insanlığa hizmet edecek, insani değerleri önceleyecek ve bu dünyayı hepimiz için yaşanabilir kılacak bireyler yetiştireceğiz." dedi.
"Bizim çocuklarımız dünyada barışı, insan haklarını savunacak"
Bakan Tekin, etkinliğin ardından yaptığı açıklamada ise geçtiğimiz eğitim öğretim yılı başlarken de "Çanakkale'den Gazze'ye" temasıyla vatan savunması ve bağımsızlık temalı bir eğitim öğretim haftası başlangıcı yaptıklarını, geçen zaman içinde İsrail'in uyguladığı zulmün bitmediğini, tam tersine bir soykırım noktasına eriştiğini söyledi.
Bakan Tekin, 60 binin üzerinde insanın şehit edildiği bir soykırım sürecinin yaşandığına dikkati çekerek, açıklamasına şöyle devam etti:
"Eğitimle ilgilenen bizlerin, eğitimcilerin aslında asıl üzerinde durması gereken şey, bu dünyada barış içinde birlikte adaleti, demokrasiyi, insan haklarını egemen kılacak bir yaşam ortamı oluşturmak. Bizim, eğitim bakanlıkları olarak, eğitimciler olarak ana hedefimizin bu olması gerekiyor. Bunu her gittiğim ortamda söylüyorum. Uluslararası toplantılarda da söylüyorum. Eğitimin aslında bunu yapması lazım. İnsanların birbirlerinin haklarına saygı duyduğu, birbirlerinin hak ve hukukunu koruduğu bir alan inşa etmek durumunda.
Biz 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni hayata geçirirken ana parametre olarak bunu aldık. Biz dedik ki bizim yetiştirdiğimiz çocuklar, biz öyle bir program yapacağız ki bizim çocuklarımız dünyada barışı, insan haklarını, demokrasiyi savunacak... Bu değerlerin mücadelesini yapacak bir kuşak yetiştirmeliyiz. Bunun da bütün dünyadaki eğitim, öğretim programlarına örnek olmasını arzu ediyoruz dedik. Katıldığımız uluslararası toplantılarda müfredat değişikliklerimizle ilgili sunumlar yaparken de odağa bunu yerleştirdik. En son mayıs ayının başında OECD PISA Yönetim Kuruluyla İstanbul'da yaptığımız toplantıda da bu pencereden yaptıklarımızı anlattığımızda gayet takdirle de karşılanmıştı."
Bakan Tekin binlerce yıllık bir devlet geleneğinin önemini anlatarak, "Dünyanın neresine giderseniz gidin, hangi ülkesine giderseniz gidin, bir zulümle karşı karşıya kaldıklarında, hak ve hürriyetlerin ihlal edildiği bir ortam gördüklerinde 'Türkler gelir ve bizi kurtarır, Türkler bizim hakkımızı savunur.' algısı var. Bundan da ben bir Türk olarak, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gerçekten gurur duyuyorum." diye konuştu.
Bakan Yusuf Tekin, dünyanın her tarafında insanların Türklere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bu şekilde barış, insan hakları, adalet, demokrasi için güveniyor olmasının kendisi için mutluluk verici bir şey olduğunu vurguladı.
"Bu konuda da sesimizi duyurmak istemiştik"
Bakan Tekin, şunları kaydetti: "Dolayısıyla bu iki perspektiften baktığımızda, Filistin'de yaşananlarla ilgili Türkiye'de çocuklarımızın bu sürece sahip çıkacak bir şuurla yetişmesini sağlamak, hem evrensel eğitimin ana felsefesi açısından hem de Türk Devlet geleneği, Türkiye'nin toplumsal yapısı açısından ve Türkiye'nin uluslararası imajı açısından önemli. Bugün soykırımın ikinci yılı. Bugün de okullarımızda böyle bir etkinliği yapmayı uygun bulduk ki biliyorsunuz son günlerde özellikle sadece ve sadece insani yardım amaçlı dünyanın farklı ülkelerinden, farklı milletlerden, farklı etnik ve dini aidiyetlerden insanların salt insani yardım götürmek üzere insan hakları aktivisti olarak yaptıkları eylemler, İsrail vahşi politikası tarafından engellendi. Bu konuda da sesimizi duyurmak istemiştik.
Türkiye genelinde öğretmen arkadaşlarımızdan, okullarımızdan böyle bir gönüllü etkinlik ortamı oluşturulsun istemiştik. Biz de bugün burada, Erzurum'da öğretmen arkadaşlarımızla bu etkinlikleri birlikte yaptık. Emeği geçen bütün öğretmen arkadaşlarımıza, bu konuda hassasiyetini bizimle paylaşan bütün sivil toplum örgütlerine, siyasilere burada şükranlarımı sunuyorum. Eğitim -dediğimiz gibi- hep beraber altından kalkabileceğimiz bir yük. İnşallah, biz bu paylaşımcı mantıkla dünyanın ortak ve yaşanabilir bir dünya haline gelmesi için insan haklarını, adaleti, demokrasiyi önceleyen bir eğitim anlayışı inşa etmeye hep beraber devam edeceğiz."
Bakan Tekin'e ziyaretlerinde Vali Mustafa Çiftçi, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Akarsu, İl Millî Eğitim Müdürü Süleyman Ekici ve ilçe millî eğitim müdürleri eşlik etti.